Makale - Tez

Sinematek’in Uzun Yolculuğu

Önder Özdemir İSTDERGİ sayı 17 21 Şubat 2024

Sinematek ya da Fransızcasıyla “cinémathèque”, sinema eserlerinin korunduğu, saklandığı, onarıldığı ve gösterimlerinin yapıldığı merkeze verilen isimdir. Bir sinematekin genellikle film arşivini, sinema kütüphanesini, sinema gösterim salonunu ve sinema müzesini içermesi beklenir. Dünyadaki en önemli sinematek, Henri Langlois’nın 1936 yılında Fransa’da kurduğu “Cinémathèque Française”dir. 

Henri Langlois 1914’te İzmir’de doğmuş, 1922 yılındaki büyük İzmir yangınında evleri yanınca ailesiyle Fransa’ya göç etmek zorunda kalmış ve hayatını sinemateklere adamıştır. 

Türk Sinematek Derneği’nin (TSD) öyküsü Onat Kutlar ve Şakir Eczacıbaşı’nın Henri Langlois’la Paris’te tanışmaları sayesinde başlar. Sinematek, Fransız Sinemateki’nin kurucusunun dayanışmasıyla Onat Kutlar ve Şakir Eczacıbaşı’nın öncülüğünde 25 Ağustos 1965 tarihinde kurulur. Sinematek’in kuruluşundan, kapatıldığı 1980 yılına dek geçen 15 senelik tarihi 1965-1972, 1972-1975, 1975-1978 ve 1978-1980 olmak üzere dört ayrı dönemde incelenebilir. 

1960’lı yıllarda Türk sineması altın çağını yaşıyordu. Sadece 1966 yılında Türk sinemasının kalbi olan Yeşilçam Sokağı’nda 229 film üretilmişti. Türkiye’de 1923 yılında 30, 1939 yılında 130 ve 1949 yılında 200 sinema salonu varken 1969 yılı başı itibarıyla 1420 kapalı, 1534 açık toplam 2954 sinema salonu bulunuyordu. 

Kuruluşundan 1972 yılına kadar süren ilk dönem hiç kuşkusuz Sinematek’in en canlı dönemidir. Derneğin ilk Yönetim Kurulu’nda Şakir Eczacıbaşı, Semih Tuğrul, Cevat Çapan, Tuncan Okan, Tunç Yalman, Hüseyin Hacıbaşoğlu vardır. 1965’ten 1975 yılına kadar on yıl boyunca Yönetim Kurulu başkanlığını Şakir Eczacıbaşı yürütür. Onat Kutlar, Jak Şalom ve Ömer Pekmez derneğin emekçileri olarak çok önemli katkılar verir. 

Sinematek üyelik usulüyle çalışmaktadır. Üye olanlara yıllık 12 lira aidat karşılığında derneğin yayın organı olan Yeni Sinema dergisi iletilmekte ve film gösterim ücretlerinde indirim yapılmaktadır. Ekim 1967 itibarıyla Sinematek’in 5.400 üyesi bulunur. Yeni Sinema dergisiyse 1970 yılı itibarıyla 6.000 üyeye dağıtılır.

SİNEMATEK, ONAT KUTLAR VE ŞAKİR ECZACIBAŞI’NIN (SOLDA) ÖNCÜLÜĞÜNDE 25 AĞUSTOS 1965 TARİHİNDE KURULDU (©AŞK, ATEŞ VE ANARŞİ GÜNLERİ-TÜRK SİNEMATEKİ VE ONAT KUTLAR)

Önemli sinema klasikleri, ülkeler sineması toplu gösterimleri, sinema ustalarının filmleri ve çağdaş sinema filmleri gibi bölümlerle yüzlerce film seyirciye ulaştırılır. Filmler orijinal dilinde, altyazı olmaksızın gösterilir. Gösterilen filmin diline bağlı olarak gösterim esnasında Sinematek tarafından görevlendirilen bir kişi filmdeki diyalogları okumaktadır. İstanbul’da Şişli Kervan, Işık Lisesi, Ümit Sineması ve Kadıköy Opera Sineması’nın salonlarında günde bir, toplamda 272 seans film gösterilir. Sinematek Beyoğlu Sıraselviler Caddesi’ndeki yerine 1970 yılı Aralık ayında taşındıktan sonra ise Ekim-Mayıs ayları arasında pazartesi hariç her gün dört seans film gösterilir.

1971 yılına gelindiğinde Sinematek’in etkinlikleri azalır, gösterimlerin sayısı düşer. 12 Mart Muhtırası her ne kadar etkinlikleri kesintiye uğratmamış gibi görünse de Sinematek’in izleyicilerini oluşturan muhalif aydınlar ve üniversite öğrencileri darbe koşullarından etkilenir. 1972 ila 1975 yılları arasında 1835 seansta, çoğu tekrar olan birçok film gösterilir ancak Sinematek’in etkinlik düzeyi eski günlerindeki gibi değildir. Özellikle 1974 yılı sonu ve 1975 yılı başlarında gösterilen film adedi ve seans sayısındaki bariz düşüş dikkat çekmektedir. 

Sinematek’in ikinci dönemi 1975 yılında Şakir Eczacıbaşı’nın başkanlıktan ve Onat Kutlar’ın profesyonel yöneticilikten çekilme kararı almasıyla sona erer. 

Sinematek’in 10. yılı için düzenlenen şenlik Fitaş Sineması’nda geniş bir katılımla gerçekleştirilir. Şair Ahmet Arif şiirleriyle şenliğe katılır. 

Sinematek’te Onat Kutlar’ın yerine Vecdi Sayar geçer ve 1975 ila 1978 yılları arasındaki üçüncü dönemde derneğin yönetimini üstlenir. Onat Kutlar ve Vecdi Sayar 1978 yılında Kültür Bakanlığı’nda bakan müşaviri olarak göreve başlar. Dönemin Yönetim Kurulu, Sinematek’i 1978 yılında yeni kurulan DİSK/SİNE-SEN’e (Sinema Emekçileri Sendikası) devretmeye karar verir. SİNE-SEN, Sinematek’i Sıraselviler Caddesi’ndeki 200 kişilik salon ve bir adet 35 mm film gösteren projektörle devralır. Sendika yönetimi sinema oyuncusu Ahmet Sezerel’i Sinematek’in yönetmenliğini yapmak üzere görevlendirir. Sinematek’in 1978- 1980 yılları arasındaki son döneminde gösterilen filmler daha çok dönemin politik atmosferine uygun filmlerdir. Eldeki film sayısı az olduğu için bol tekrarlı gösterimler yapılmaktadır. 12 Eylül 1980 Darbesi’nden sonra birçok dernek gibi TSD de kapatılır.

1983 YILI İSTANBUL SİNEMA GÜNLERİ AFİŞİ (TASARIM: KENAN DİMETOKA / İKSV ARŞİVİ)

SİNEMATEK İLE YEŞİLÇAM KARŞI KARŞIYA GELİYOR 

Sinematek’in yayın organı Yeni Sinema dergisi 1966 yılının Mart ayından 1970 yılına kadar kesintisiz 30 sayı yayımlanır ancak üye aidatlarının maliyeti karşılayamaması nedeniyle yayın hayatına son verilir. Daha sonra derneğin yayın faaliyeti, Filim70, Filim71Filim72Filim73Filim74 ve Filim75 gibi isimlerle 48 sayı olarak yayımlanmış bir program broşürüyle sürdürülür. Sine-Sen dönemindeyse Yeni Sinema dergisinin Mayıs 1980’de 31. sayısı, Ağustos 1980’de ise 32. sayısı yayımlanır. 

Sinematek program broşürü Filim 70’in ilk sayısında dernek arşivinde 400’e yakın film olduğundan bahsedilir ancak 1978 yılında Sinematek’in SİNE-SEN’e devri sırasında bu arşiv artık yoktur ve akıbeti ne yazık ki bilinmemektedir. 

Sinematek’in kuruluşundan itibaren Yeni Sinema dergisinde savunulan görüşler Sinematek çevresindeki yazar ve sinemacılarla, ulusal sinemacılar denilen bir grubu karşı karşıya getirdi. Halit Refiğ, Metin Erksan, Ertem Göreç gibi yönetmenler Türkiye’deki sinemayı Yeşilçam içinden değiştirmeyi hedefliyorlardı. Bunu yaparken Yeşilçam’ın sinematografik kalıplarını kullanmaya devam ederek daha geniş kesimlerle buluşmayı ve bu arada da yoksul halkın sorunlarını sinemanın gündemine sokmayı amaç edinmişlerdi. Oysa Sinematek çevresi Yeşilçam’ın bir sömürü sineması olduğu ve “yeni ve Yeşilçam dışı” bir sinemanın kurulmasının daha doğru olacağı görüşündeydi. 

Sinematek, bu görüşleriyle Yeşilçam film sektörüyle de karşı karşıya geliyordu. Yeni Sinema dergisi yazarlarına göre her yıl 400’e yakın film getiren film ithalatçıları, Amerikan ve İtalyan ortaklı zırva yapımlarla halkı uyutmaya çalışıyor, yönetmene, seyirciye ve o ülkenin sinemasına en küçük bir saygı göstermeksizin filmleri istedikleri gibi makaslıyorlardı. Yılda 250’ye yakın film üreten yerli sinema endüstrisi, en iyimser seyirciyi bile çileden çıkartacak bir vurdumduymazlıkla yerli kovboyların, James Bond’ların, Killing’lerin birbirine benzer kopyalarını vizyona sürüyor, bu konuda itirazı olanları susturmaya çalışıyordu.

Vedat Türkali 2006 yılında Onat Kutlar için hazırlanan kitapta, “Kitaplardan öğrendiğimiz ünlü sinema yapıtlarının film fotoğraflarından başka bir şeyini görmüş kim vardı ki aramızda? İşte tam burada Onat Kutlar’a (nezdinde Sinematek’e) sinema kültürü alanında neler borçlu olduğumuzu anımsatmak, anlatmak, sinemamız için ulusal sinema borcudur. Türkiye’nin o günkü şartlarına göre o Sinematek de ileri bir adımdır ve önemli bir birikim oluşmasına neden olmuştur” demiştir fakat diğer taraftan Vedat Türkali, Sinematek yöneticilerinin Türk sineması ile ilgili tartışmalardaki tüm görüşlerine katılmamakta ve onları eleştirmektedir. 

12 Eylül Darbesi ile Sinematek kapatılır ancak kurucu kadroları Sinematek’teki deneyimleriyle 1982 yılında yeniden sahne alır. 

Nejat Eczacıbaşı öncülüğünde 1973 yılında kurulan İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı (İKSV), 1982 yılına kadar daha çok bir müzik festivali olan İstanbul Festivali’ni düzenlemekteydi. İKSV yönetimi eski Sinematek yöneticisi Onat Kutlar’la bir toplantı yapar. Onat Kutlar, Vecdi Sayar gibi eski Sinematek yöneticilerinin desteği ve danışmanlığıyla 9. İstanbul Festivali kapsamında 1982 yılında “Sinema Haftası” düzenler. İstanbul Festivali içindeki bu film gösterimleri 1983 yılında İstanbul Sinema Günleri, 1984 yılında Sinema Günleri nihayet 1989 yılında İstanbul Film Festivali adını alır. 1980 Darbesi’yle kapatılan Sinematek’in mirası, kurucuları aracılığıyla İKSV’ye ve İstanbul Film Festivali’ne deyim yerindeyse “aktarılır.”

2021 YILINDA KADIKÖY’DE HAYATA GEÇİRİLEN SİNEMATEK/SİNEMA EVİ

SİNEMATEK/SİNEMA EVİ 

1965 yılında kurulduğunda Sinematek’e 1 no.lu üye olarak kaydolan ve ilk yıllarında aktif görevler alan Jak Şalom, 50. kuruluş yıl dönümü (2015) vesilesiyle bir etkinlik dizisi projelendirir. 50 filmden oluşan bir seçkinin sunulduğu “Sinematek Yaşıyor! 50. yılda, 50 film, 50 sunum” etkinliğini Kadıköy Belediyesi’ne önerir. Dönemin Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu bu öneriyi hemen kabul eder. Böylece 2015 yılında her hafta 500 kadar sinemasevere, sinema tarihinin önemli filmleri, her film yalnızca bir kere ve ücretsiz olarak gösterilir. Ülkemizin önde gelen akademisyenleri, sanatçıları, gazetecileri, eleştirmenleri, yönetmenleri tarafından filmlerin sunumları yapılır. 

6 Mayıs 2017’de, Yılmaz Güney’in 80. doğum günü dolayısıyla Jak Şalom; Adnan Özyalçıner, Ayşe Emel Mesçi ve Abâ Müslim Çelik’le bir söyleşiye katılır. Aykurt Nuhoğlu da izleyiciler arasındadır. Bu toplantıda Kadıköy’de daimî bir Sinematek binasının yapılması fikri filizlenir. Kadıköy Belediyesi’nce satın alınan Yoğurtçu Parkı yakınındaki eski bir bina Jak Şalom’un danışmanlığında projelendirilerek yenilenir. Salonu, kütüphanesi, sergi salonuyla Sinematek/Sinema Evi olarak inşa edilir ve 2021 yılında hizmete açılır. 

Sinematek/Sinema Evi, dijital teknolojinin yükselişi ve ana akım sinemanın tekelci durumu nedeniyle neredeyse yok olmakta olan beyaz perdede film izleme deneyimini yaşatmayı amaçlar. Sinematek/Sinema Evi 160 kişilik tam donanımlı Onat Kutlar Sinema Salonu’nda sinema sanatının seçkin örneklerini, sunumlar ve söyleşiler eşliğinde seyirciyle buluşturmaya devam ediyor. Dışa vurumcu Alman sineması, 60’larda Godard, Pasolini gibi toplu gösterimlerin yanı sıra söyleşiler, sektör buluşmaları ve özel sergiler düzenleniyor. 

Yönetmen ve yapımcıların oluşturduğu ilk sinema kooperatifi olan FilmKoop’un iş birliğiyle her pazar yeni bağımsız sinema gösterimlerinin yanı sıra yönetmen söyleşileri de gerçekleştiriliyor.

DİJİTAL SİNEMA KÜTÜPHANESİ OLARAK SİNEMATEK.TV 

Sinematek fikrinin içinde yaşadığımız dönem ve teknolojik gelişmelere uygun bir biçimde yeniden vurgulanması gerektiği düşüncesiyle 1 Mart 2015 tarihinde sinematek.tv internet sitesi hizmete girdi. Bir dijital sinema kütüphanesi olarak sinematek.tv internet bağlantısı olan herkesin kullanımına açık… 

Sinematek.tv sitesinin “Dergiler” bölümünde 1920’lerden itibaren yayımlanmış sinema dergilerine; “Afişler” bölümünde 4.000 adet film afişine; “Kitaplar” bölümünde artık yayını yapılmayan sinema kitaplarına; tezlere, makalelere; “Sinema Arkeolojisi” bölümünde sinema tarihine ilişkin belge, bilgi, filmlere yer verilmiştir. 

Dijital Bellek bölümünde ise 1965 ila 1980 yılları arasında Sinematek’te aktif yer almış Jak Şalom, Engin Ayça, Ahmet Soner, Abdullah Nefes, Oğuz Makal, Turan Tanyer’le sözlü tarih videoları, İstanbul Film Festivali kapsamında gerçekleştirilen Sinematek’in 50. Yıl Paneli, video kaydı, Yönetmen Tunç Okan’la gerçekleştirilen uzun söyleşi gibi birçok kayda da erişilebilir. 

Hem Sinematek/Sinema Evi hem de sinematek.tv projesi, 1930’larda Fransa’da Henri Langlois’nın başlattığı, Türkiye’deki Sinematek dostlarının devam ettirdiği bir fikrin çoğaltılması ve mirasa sahip çıkma çabalarıdır: Henri Langlois’nın dediği gibi “Asıl olan göstermektir. Benim amacım filmler aracılığıyla duyguların iletildiği bir atmosfer yaratmak. Bizler düşlerin çöpçatanlarıyız“

Başa dön tuşu