Filmler

Türkiye’nin Kalbi Ankara-1934

Film 1934 yılında Matbuat Umum Müdürlüğü tarafından LENFİLM’e Rus yönetmen Sergei Yutkeviç’e yaptırılmıştır
Cumhuriyet’in 10. yıl kutlamalarından da görüntüler bulunan filme Yutkeviç’in yanı sıra  Fikret Adil ve Reşat Nuri Güntekin de danışman olarak katkıda bulundu.

Film 1950 lere kadar sinemalarda, Halkevlerinde yaygın gösterilmiştir. 1950 lerden itibaren yasaklanmıştır. 2008 yılında ise Cumhurbaşkanlığı web sitesine eksik hali ile yüklenmiştir. özellikle filmin başındaki İsmet İnönü konuşması yoktur. Murat Erkman tarafından Rusya Büyükelçiliği aracılığı ile Moskova’dan elde edilen bu kopya kendisi tarafınan sinematek.tv’ye iletildi.

Cumhuriyet’in ilanının 10. yılı nedeni ile Türk ve Rus ortak yapımı bir filmin yapılmasına karar verilir. Yönetmen Sergey Yutkeviç’in yönettiği, Reşat Nuri (Güntekin) ve Fikret Adil’in danışmanlık yaptığı bir film ortaya çıkar. Filmin adı Türkiye’nin Kalbi Ankara’dır.  Türkiye’nin Kalbi Ankara, Atatürk ve İsmet İnönü’nün konuşmaları dışında bir saat uzunluğunda sessiz bir filmdir

Yönetmen Zeki Ökten ve yapımcı Arif Keskiner 1977 yazında Moskova Film Festivali’ne Kapıcılar Kralı filmi ile katılırlar. Türkiye’den gelen sinemacılara Moskova’da bir davet verilir. Bu davete beyaz saçlı, uzun boylu birisi biraz gecikerek gelir. Bu konuk Sergey Yutkeviç’dir. Onu, “Sinemamızın en eskilerinden, hem yönetmen hem kameramandır. Sovyet sinemasının kurucularındandır” diye tanıtırlar.

Yutkeviç, oradaki Türk Heyetine kendi Türkiye hikâyesini anlatmaya başlar.

“1933 yılında Cumhuriyet’in 10. yıl kutlamaları için Sovyet sinemacı grubu olarak yoldaş Voroşilov’la [i] birlikte katılmıştık. Ben kameramandım.

Tören yerinde kamerayı koyacağım yeri belirledim. Dünyanın dört bir yanından gelen filmciler var. Almanı, Amerikalısı, İngilizi, İtalyanı. Ellerinde son model kameralar… Bizimki gibi değil. Bilirsiniz biz Ruslar biraz kabayızdır. Kameralarımız ve kamera kablolarımız, mikrofonlarımız da kabadır. Diğer ülkeden gelenlerin ekipmanlarını görünce komplekse kapılıyorum. Kameralarımızı Kemal Paşa’nın konuşacağı tribünün karşısına yan yana kuruyoruz. Sonra makineye bağlı parmak kalınlığındaki kabloyu kürsüye çekiyorum; utanarak. Öbür kameramanlar gülerek küçümseyerek bakıyorlar bana. Gerçekten acınacak hâldeyim. Ezildikçe eziliyorum. Bir süre sonra bütün konuklar gelip yerlerini alıyorlar. Bir süre sonra sağ tarafımızdan üstü açık bir otomobille Atatürk giriyor hipodroma. Vizörü gözüme dayayıp kamerayı çalıştırıyorum. Atatürk’ün otomobili önümüzden geçerken çevremde bağrışmalar, koşuşturmalar oluyor. Neler olduğunu öğrenmek için meraktan ölüyorum.  Fakat gözümü vizörden ayıramıyorum. Atatürk otomobilden inip kürsüye yürüyor. Ben kamera ile takip ediyorum. Kürsüye gelip konuşmaya başlayınca kamerayı sabitleyip gözümü vizörden ayırıyorum. Sonra müthiş bir şaşkınlık yaşıyorum. Benimle birlikte çekim yapan tüm kameraların kablolarının, üzerinden Atatürk’ün otomobili geçince, parçalanmış olduklarını görüyorum.  Ve bizim Rus kabalığı ilk kez işe yarıyor o gün. O bizim kaba bir parmak kalınlığındaki kablolar parçalanmıyor.”

Sonuç olarak 10. yıl törenlerinin görüntülerini sadece Sovyet sinemacılar çekebilmiştir. Bugün Cumhuriyet’in 10. yıl kutlamalarındaki Atatürk görüntüleri işte Yutkeviç’in o günkü görüntüleridir.

 

Başa dön tuşu